Geyşa - Geisha Dövmesi

Geyşa (Geisha), Japonya’da 17. yüzyıldan bu yana eğlence hayatında erkek müşterilere şarkı, dans, sohbet ve oyunlar ile eşlik eden kadınlardır. İlk dönemlerinde geyşalar erkekti. Daha sonra kadınların aralarına katılmasıyla bu durum değişti ve ilerleyen zamanlarda kadınlar bu topluluğun tek cinsiyeti oldular.

Geyşalık her ne kadar fahişelikle ilgili gibi görünse de asıl olarak erkeklerin tüm ihtiyaçlarını karşılayan kadınlardır. 1980’lere kadar geyşa evleri bulunur, buraya giden erkekler bekli de hayatlarının en güzel zamanlarını geçirir ve gösterilen saygı dolu hareketlerle egolarının en iyi şekilde tatmin edilmesini sağlarlardı.

1980’lerde, son geyşa evi de kapılarını kapattı. Annesi bir geyşa olan Eitoro, annesinin hatırasını yaşatmak adına hayatını geyşa kültürüne adadı. Bir erkek olan Eitoro şu an eğlence kültürünün aranılan bir sanatçısı.

Geyşaların en az birkaç sanat dalıyla ilgilenmesi şarttı. Bu eğitim genel olarak birkaç tür geleneksel dans, şamisen çalma ve birkaç makamda şarkı söylemeyi kapsar. Geyşa olacak kızlar küçük yaşlarda Geyşa evlerine verilirlerdi. 13-18 yaşlarına kadar acemi geyşa olarak adlandırılırlardı. Acemi geyşalık döneminde giyilen özel bir kimono ve özel bir saç şekli vardır.

Bir Geyşa’nın Anıları (Memories of A Geisha) filminde de çocuk yaşta geyşa evine gönderilen ve oradaki rakipleriyle sürekli mücadele içinde olan bir kızın öyküsü anlatılmaktadır. Tehlikeli rakiplerine rağmen geyşa Nitta Sayuri bir efsaneye dönüşür ve her erkeği cezbeder. Fakat o imkansız bir erkeğe aşık olmuştur. Arthur Golden’in aynı adlı romanından uyarlanan bu film, romana göre sönük kalsa da geyşalığın büyüleyici renkleri ve danslarını da görmemiz açısından dikkat çekicidir.

Eğlence sektörünün zamanında değişmez yüzleri olan geyşalar, çocukken ailelerinden ayrılmış ve sıkı bir eğitimle yetiştirilmişlerdir. Estetik kaygılar açısından çektikleri bedensel acılar da cabası. Bu da onların hayatlarının, en renkli dramatik hayatlar olarak adlandırılmasına sebep olmuştur.

Geyşa dövmesi yaptırmak, bir geyşanın ruhunu taşımak, disiplinli olmak, sanata ve estetiği önem vermek, mutsuzken bile eğlendirebilmek yani kan kusup kızılcık şerbeti içtim diyebilmektir. Bu güçlü ve karakterli kadınları tattoo olarak bedeninizde taşımak sizi onlar kadar eşsiz ve ilgi çekici hale getirecektir.